İbrahim Betil
İnsan yaşamının değeri ve anlamı kişinin gönlünce bağlandığı konular üzerinde derinleşebildiği boyutta zenginleşiyor.
Kişinin gönül bağının varlığını ve gerçekliğini algılayabilmesi için düşünce boyutundan eylem boyutuna yükselebilmek gerekiyor. Eylem boyutuna yükselebilmek ise kişinin günlük alışkanlıklarını yavaş yavaş terkedip farklı uygulamalara sürüklenmesiyle mümkündür.
Günlük alışkanlıklarını değiştirip sosyal amaçlı eyleme dönüştürebilenleri sivil toplum hareketinin gönüllüleri olarak tanımlamaktayız. (Oysa Türk Dil Kurumu Sözlüğünde -yani devletin resmi organında- Gönüllü: Ağır veya tehlikeli bir işi yapmayı, hiçbir yükümlülük yokken isteyerek üstlenen kişi, olarak tanımlanmış)
İnsanları herhangi bir konuda özellikle gönüllü eylemlerde harekete geçirebilmek için iki temel unsurun önemle ön plana çıktığını görmekteyiz:. İNANÇ ve UMUT. Sivil Toplum hareketinin yükselebilmesi için de İnanç ve Umut kavramlarını geliştirebilmek önem kazanmaktadır.
İNANÇ; güven sağlamakla mümkündür. Güven sağlamanın alt unsurları vardır:
- Şeffaflık,
- Hesap verebilir durumda olmak,
- İnsanların katılımına olanak sağlamak,
- İnsanlar arasında cinsiyet, düşünce, inanç, etnik köken ayırımı yapmaksızın herkese eşit yakınlıkta olabilmek.
İşte bu noktada Sivil Toplum Kuruluşları açısından gönüllülerle çalışabilmek için önemle üzerinde durulması gereken noktalar vardır: STK ların sorumluları gönüllüleri dinlemek , gönüllülerin ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını tatmin etmek durumundadır.
Bu nedenledir ki: Herhangi bir sivil toplum kuruluşunda profesyonel çalışanlarla gönüllülerin uyum sağlaması öncelikli ve en önemli unsurdur. Bir anlamda profesyonellerin öncelikle bu konuda eğitilmeleri gerekir...
- Gönüllüler için anlamlı görevler belirlemek gerekir
- Gönüllü Eğitimi en önemli Gönüllü çalışmasıdır
- Kuruluşun amacına uygun mu? aynı dili konuşuyor muyuz, misyonu özümsemiş mi?
- Gönüllünün yetenek ve ilgisine uygun mu?
Eğitimlerin başlıca amacı Gönüllülerin:
- Kendileriyle, birbirleriyle ve grupla ilgili farkındalık kazanmaları
- Grup olma bilinci ve ortak dili oluşturmaları
- Sorun çözme becerilerini fark etmeleri
- İleriye yönelik hedeflerin gerçekleştirilmesinde aktif ve etkili olmalarının hedeflenmesidir
- Danışma takımları oluşturmak
- Program liderleri belirlemek
- Araştırma grupları geliştirmek
- İş geliştirme ekipleri oluşturmak gerekir
- Gönüllülerin gerçeklerini anlamak
- Kısa süreli veya Dönemsel Gönüllülük mü yapmak istiyor
- Arkadaşlarıyla birlikte olmak için mi geliyor
- Aile Gönüllülüğü -aile fertlerinin birlikte yapacağı çalışmalar var mı?
- Üniversite ve Yurt Gönüllüleri - Gönüllü çalışmaları müfredat programlarına yerleştirme olanağı sağlanabilir mi
- STK çalışmaları için Sanal Ortamdan Gönüllülük mümkün olabilir mi - evini, işini terk etmeden yapılabilecek gönüllü çalışmalar olabilir mi
- Engelli olanların yapabileceği gönüllü çalışmalar var mı
- Gönüllülük pozisyon tanımları yazılmalı
- Görev ünvanı - Kimlik duygusu önemli
- Çalışma yeri konusunda mutabık kalınmalı.
- Gönüllünün etki alanı ve yaptığı işin önemi anlaşılmalı
- Sorumluluk ve Ödevler belirlenmeli
- Yapılacak işin kalitesinin önemi vurgulanmalı
- İşe Bağlanma Süresi, ayrılacak zaman netleşmeli
- Gönüllü Eğitimini almak ve belli bir Staj süresi zorunlu olmalı
- Gönüllülüğün "keyfîlik" olmadığı iyice anlatılmalı. Gönüllü canı istediği zaman işi yapan kişi değildir.
Gönüllü olmanın Kazançları ve Maliyeti vardır:
İnsanlar niçin Gönüllü olmak ister :
- Zevk aldığı bir şey yapmak için
- İnandıkları bir şeyi desteklemek için
- Can sıkıntısından kurtulmak için
- Becerilerini korumak için
- Kendisini ihtiyaç duyulan kişi olarak hissetmek için
- Eğlenceli bulabilir
- Yeni dost ve çevre edinmek için
- Kişisel gelişimine katkı sağlamayı hedeflediği için
- Vb
Gönüllü olmanın kazançları gibi kişiye göre değişen "maliyeti" de vardır.
- Aile ve arkadaşlardan, meslekten, hobilerden uzak kalmak
- Ek masraflara girmek
- Gönüllü pozisyonu dolayısıyla ek zaman ayırmak
Anadolu'nun değişik yörelerinden bir grup Gönüllü' yle yaptığımız üç günlük çalışmalar sonucunda oluşan gözlemlerimizi aşağıda sıralamaktayım:
1. Grup çalışmalarının ilk gününde katılımcıların birbirlerine karşı önyargılı, iletişimsiz, çekingen, güvensiz, bireysel hareket eden ve eğitimcilere karşı savunmalı bir tutum içinde oldukları
2. Katılımcıların kişilik özelliklerinden kaynaklanan uyum farklılıkları olduğu
3. Katılımcıların farklı bölgelerden gelmeleri ve farklı kültürel özelliklere sahip olmalarından kaynaklanan algılama sorunları olduğu
4. Vakfın konumunun, amacının, işleyişinin tam olarak algılanamamasından kaynaklanan aidiyet duygusu eksikliği
5. Katılımcıların vakfın organizasyon şemasını tam algılayamadıkları için sorunlarını iletememe ve çözüm bulamama kaygıları olduğu
6. Bu nedenlerle grup uygulamalarında zaman zaman zorlandıkları, grup bilinci ve birlikte hareket etme becerilerinin olumsuz etkilendiği gözlemlenmiştir.
Gönüllü gruba yapılan üç günlük eğitimin sonunda katılımcılar daha paylaşımcı, birbirlerine ve gruba karşı daha güvenli tutum göstermişlerdir.
Problemler karşısında sorun çözme becerilerini, birlikte nasıl hareket edeceklerini ve grup oluşturabileceklerini fark etmişlerdir.
Sıcak, samimi, iletişime açık, birbirini yargılamasız bir ortam oluşmuştur.
Gönüllü gruba vakfın amaçlar ve misyon daha net anlatıldığında, ileriye yönelik hedeflerde daha umutlu oldukları, ortak dil, duygu, düşünce ve davranışın oluşmasında ilk adımların atıldığı ve bu yönde birbirlerini destekledikleri gözlenmiştir.
Bir başka grup gönüllü üzerinde yaptığımız bir çalışma sonucu gönüllü kişilerin parçası oldukları sivil toplum kuruluşundan bekledikleri en önemli üç yaklaşım aşağıdaki gibi sıralandı:
1. Dinlenmek
2. Bilgilendirilmek, varolduklarını hissetmek
3. Sorumluluk üstlenmek dolayısıyla çözümün parçası olmak
Sorunlar
Gönüllü bulmanın temel zorlukları vardır. Bölgesel (Yerel) gönüllü bulmak genelde önemli bir sorundur.... Diğer yandan Merkezden bulduğunuz Gönülllüleri yörelere yönlendirmenin de başka zorlukları doğar.... Bu zorlukların iki tanesi:
1. Merkezden bulunan gönüllülerin başka yörelere gitmek istemeyişi olduğu kadar,
2. merkezden yollanan gönüllülerin yerel halk, bölge insanı tarafından hemen benimsenmesinde yaşanan zorluklardır.
Her iki durumda da Gönüllü eğitimi büyük önem taşır
Gönüllü yönetiminde rastlanan sorunları temelde iki gurupta toplamak mümkün.
- Kişiden kaynaklanan
- Kurumdan kaynaklanan
Kişiden kaynaklanan
1. Kimin ne için geldiğinin tespiti ve statü ve maddi menfaat için gelenlerin gurup dinamiğini olumsuz etkilemesi
2. Ekip çalışmasına yatkın olmayan personel ve/veya gönüllü adayları
3. Gönüllü görev ve sınırlarının iyi çizilmemiş olması
4. Gönüllü profilinin ve eğitiminin istenilen hizmete uygun olmaması
5. Odağın belirsiz kalması. (önemli olan işin kalitesi mi yoksa bir işin Gönüllü ile yapılmış olması mı?)
6. Gönüllü ulaşımı...
7. İç Motivasyon eksikliği
Kurumdan kaynaklanan
1. Profesyoneller - personel gönüllüllerle çalışma özelliğine sahip olmayabilir. STK profesyonelleri de gönüllü olmak durumundadır.
2. Kurum odağı ana misyon yerine Gönüllü tatminine doğru sapmış olabilir...
3. Gönüllü profilleri STK nın odaklarına göre belirlenmemiş olabilir
4. Statü için ismini ortaya koyan gönüllüler teşkilattan elenememiştir...
5. Amatör duygularla profesyonelce iş çıkartabilmek için işi bütünüyle benimsemiş çekirdek kadrolardan yoksun olunabilir.
6. Dış Motivasyon eksikliği
Gönüllü yönetimi insan yönetiminin en hassas, en zor yönetim düzeyidir. Uzun vadede topluma yararlı olabilecek düzeyde sonuç alınması, amaçlanan hedeflere yaklaşılabilmesi ve sürekliliği açısından gerçek demokratik yaklaşımlarla ve insanların katılımını özendirerek sürdürülmesi gereken bir yönetim yaklaşımıdır. Yöneticilik iddiası olan herhangi bir üst düzey yönetici için gerçek bir mesleki sınav olarak da değerlendirilebilecek kadar...
NOT: * KALDER 2001 konuşma metnidir.
|